Almanya'nın avcıları ve yaban hayatı koruma uzmanları, yavru hayvanları drone'larla kurtarmak için yeniden harekete geçiyor. Sebep bu.
Termal görüntüleme kameralarıyla donatılmış dronlar, şafaktan kısa bir süre önce yeşil çavdar tarlaları ve çayırların üzerinde daire çiziyorlar. Bunlar Almanya'nın avcıları ve yaban hayatı kurtarıcıları tarafından işletiliyor. Göreviniz: yavru hayvanları ve yavrularını bulmak ve biçilmeden önce onları güvenli bir yere getirmek.
Biraz bilim kurgu filminden fırlamış gibi görünen bu olay, Almanya'daki drone pilotları ve çiftçiler için rutin bir durum. Her yıl mayıs ortasından haziran ortasına kadar üreme ve dikim sezonu boyunca el ele çalışarak, döner biçme makinelerinin keskin bıçaklarıyla tarlaları biçerken genç hayvanların kazara ölmemesini sağlıyorlar.
Alman Avcılık Derneği'nden (DJV) Torsten Reinwald, t-online'a şöyle açıklıyor: “Geçen yıl, Alman Yaban Hayatı Kurtarma ekipleri 10.000'den fazla geyik yavrusunu kurtarmayı başardı.” Biyolog, “Hayvanların korunması biz avcılar için en büyük iyiliktir. Artık doğamız en saf fidanlık olduğundan, bize özellikle talep var” diyor.
Ne yazık ki hâlâ her yıl binlerce genç hayvan makinelerle çarpışma sonucu ölüyor. Çoğunlukla çiftçilerin veya kiracıların tarlalarını kontrol etmemesi nedeniyle. En son Yukarı Pfalz'daki Pentecost'ta olduğu gibi, burada iki ölü geyik yavrusu bulundu ve polis Hayvan Refahı Yasası ihlallerini araştırıyor.
Yavru geyikler neden kaçmaz?
Geyik ve tavşan gibi yabani hayvanlar, yavrularını tilki gibi düşmanlardan uzun otların ve tahıl saplarının sığınaklarında saklamayı tercih ederler. Reinwald, “Ebeveynler yavrularını uzaktan izliyor, ancak günde yalnızca bir veya iki kez emzirmeye geliyorlar” diye açıklıyor.
Peki biçme traktörünün sesini duyunca neden kaçmıyorlar? Tehlike yaklaştığında genç hayvanlar, yetişkin benzerlerinin aksine, sözde itme içgüdüsüyle tepki verirler. Hayvanlar kaçmak yerine saklandıkları yerde hareketsiz kalırlar ve kendilerini yere bastırırlar. Bu yöntemin avcılara karşı etkili olduğu kanıtlanmıştır. Ancak günümüzün yoğun tarımında saklanma yeri hızla tuzağa dönüşüyor.
Ancak devasa bir alanda yürümek ve genç hayvanları kontrol etmek neredeyse imkansızdır. Drone'ların yaklaşık beş yıldır devreye girdiği yer burası.
Drone kullanımı böyle işliyor
Hayvanların korunması Alman çiftçiler için zorunludur. İlk biçmeden önce tarlalarını aramaları gerekmektedir. Drone ve termal görüntüleme kameraları kullanıyorlarsa, gece yarısı uzman avcılar veya hayvan hakları aktivistleri ahtapotlarını uçurmak için geliyorlar. Reinwald şöyle açıklıyor: “Dronlar termal görüntüleme kameralarıyla donatıldığı için operasyonun şafak vakti yapılması gerekiyor.”
Küçük, vahşi bir kalbin attığı yer kırmızı renkte parlıyor ve yaban hayatı koruma uzmanlarının onu yakalaması gerekiyor. Mümkün olduğunca az fiziksel temas kurulur. “Yavru hayvan eldivenlerle yakalanıp bir kutuya ya da çamaşır sepetine yerleştiriliyor. Çayır biçildiğinde onu anında serbest bırakıyoruz” diyor Reinwald.
Yöntem genç ve ebeveyn hayvanlarda kısa süreli strese neden olsa da işlemin herhangi bir sonucu bulunmamaktadır. Çünkü hayvanlar birbirlerini hızla tekrar buluyorlar.
Drone aramalarının etkinliği artık o kadar ilerledi ki, deneyimli bir pilot gözüyle geyik yavrularının yanı sıra tenis topu büyüklüğünde genç tavşanlar da güvenle bulunabiliyor. Alman Yaban Hayatı Kurtarma Servisi'ne göre artık bir saat içinde on hektara kadar arazi aranabiliyor.