Meclis Lideri Şentop’tan parlamenter sistem açıklaması TBMM Başkanı Mustafa Şentop Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi (AYBÜ) 2021-2022 Akademik Yılı Açılış Merasimi’ne katıldı. Şentop, akademik yılın birinci dersini verdi. AYBÜ Esenboğa Külliyesi’nde düzenlenen merasime Şentop’un yanı sıra, Ankara Valisi Vasip Şahin, Ankara Büyüşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş, AYBÜ Rektörü Prof.Dr. İbrahim Aydınlı, milletvekilleri, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Açılış merasimi hürmet duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda Ankara Kulübü ‘Seğmenler’ takımı şov yaptı.
‘TÜRKİYE ÜNİVERSİTE ÖĞRETİMİNDE ÇOK UYGUN KONUMDA’
Açılışta konuşan TBMM Lideri Mustafa Şentop, Türkiye’nin sayılar prestijiyle dünyada üniversite öğretimi bakımından epeyce yeterli bir yere sahip olduğunu gösterdiğini belirterek, “Üniversitelerin açıldığı bu vakitte kimi tespitler yapmakta yarar var. Türkiye’de 131’i devlet, 78’i de vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 209 üniversitemiz var. Türkiye üniversite sayısı itibarıylla dünyada 15’inci sırada yer alıyor. Üniversitelerimizde toplam 8 milyon 400 bin öğrencimiz var. Bu nüfusumuzun yüzde 10’u ediyor. Dünyadaki toplam üniversite öğrencileri içerisinde Türkiye’deki öğrencilerin sayısını oranladığımız takdirde de yüzde 4 civarında bir orana sahibiz. Bu verdiğim sayılar ve oranlar, Türkiye’nin sayılar prestijiyle dünyada üniversite öğretimi bakımından fazlaca âlâ bir yere sahip olduğunu gösteriyor. Ankara’da 22 üniversite var, 300 bin civarında üniversite öğrencisi yaşıyor. Bu sayıların, bu bilgilerin bilimsel manada bir niteliğe dönüşmesi gerekiyor” dedi.
‘ANAYASA FETİŞİZMİ’
Yeni anayasa tartışmalarından ve hükümet sistemiyle ilgili de konuşan Şentop, ”Bir bakıyoruz ‘yeni anayasaya muhtaçlık yoktur, bu anayasa yeterlidir’ diyen yok. Herkes ‘Türkiye’de yeni bir anayasa yapılmalıdır’ diyor. Hala o noktadayız. Tabi bu bunun tarihi eski. Ve biz her vakit aslında yeni bir anayasa yaparak, Türkiye’deki birfazlaca sorunu çözebileceğimizi düşünmüşüz. Bu da tahminen bir anayasa fetişizmi diyebiliriz. Bu Türkiye’de farklı bir biçimde var. Yasal Temeli tartışmaları yapılırken de öyleydi. Yani biz anayasayı bir anayasa yapmak için yapmıyoruz aslında. Anayasayı birden fazla vakit yüz yıldan fazla bir vakittir bütün siyasi ve toplumsal meselelerimizi çözebilecek bir sihirli metin olarak görüyoruz. bu biçimde bir metin üzerinden tartışma yapıyoruz. Sağlıklı tatışma yürütebilmemiz için anayasanın zihinlerimizde bir hukuk metni olarak, bir siyaset metni olarak yerli yerine oturtulması lazım” diye konuştu.
‘BUGÜN aslına bakarsanız GÜÇLENDİRİLMİŞ BİR YÜRÜTME VAR’
‘Güçlendirilmiş parlementer sistem’ ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Şentop, şu biçimde konuştu:
“Güçlendirilmiş yahut güzelleştirilmiş parlamenter sistem denilen sistem somut olarak ortaya konulmadığı için bunu birfazlaca kişi görmüyor. Lakin literatürde emsal sözlerle bu sistemden bahsediliyor. Bu sistemin özelliği güçlendirilmiş parlamenter deyince her insanın aklına birden ‘parlamentoyu güçlendiriyor’ üzere geliyor. Aslında o denli değil. Bu sistem yürütmeyi, hükümeti güçlendiren sistemdir. Klasik parlamenter sistemin hükümet kurmadaki zorlukları, hükümeti düşürmedeki kolaylıkların, çabuklukların, hükümetlerin kendi getirdikleri metinleri parlementoda karara dönüştürememesinin ortaya çıkarttığı yönetememe sorunu sebebiyle uygunlaştırılmış yahut güçlendirilmiş parlamenter sistem ismiyle hükümetin kurulmasını güçlendiren, kolaylaştıran, hükümetin düşürülmesini zorlaştıran, hükümetin getirdiği kararların Meclis’ten daha kolay geçmesini sağlayan teklifler içeren bir modeldir. Yani özetlemek gerekirse güçlendirilmiş parlamenter sistem, parlamentoyu güçlendiren değil, hükümeti yürütmeyi güçlendiren bir sistemdir. Bugün esasen güçlendirilmiş bir yürütme var. Güçlendirilmiş yürütmeden elçi olup da dönüp dolaşıp, yürütmeyi güçlendiren bir sistem teklifinde bulunmayı biraz ilgi cazip buluyorum. ötürüsıyla Türkiye’nin gerçekleriyle, bilhassa 1960 Anayasası periyodu itibariyle başlayan siyasi tartışmalar ve anayasa tartışmaları bağlamında mevzuya bakmak, bu mevzuyla ilgili teklifleri ayakları yere basan ve o sistem tartışmaları içerisinde makul bir yere oturan teklifler üzerinden tartışmak ve somut tartışmak lazım. Yeni anayasa tartışmalarına her vakit fazlaca büyük bir heyecanla ve memnuniyetle takip ediyorum. Bunları Türkiye’ye yarar sağlayacağını düşünüyorum.”
AYBÜ Rektörü İbrahim Aydınlı, üniversitede tahsile başlayan 18 farklı ülkeden gelen öğrencilere rozet takarak, “Bilginin üretildiği değerli mecralardan biri olarak 2011 yılında eğitim hayatına başlayan AYBÜ genç, dinamik, bilimsel araştırma ve teknoloji üretimine alt yapı hazırlama misyonuyla ülkemizi dünyada temsil etmeyi hedefleyen ve süratle büyüyen argümanlı bir akademik kurumdur. Bu yıl ortamıza yeni katılan 5 bin 119 öğrencimizle bir arada yüzde 10’u ön lisans, yüzde 68’i lisans ve yüzde 22’si lisans üstü olmak üzere öğrenci sayımız 26 bini aşmıştır. Sahnedeki temsili örnekte de görüldüğü üzere dünyanın farklı noktalarındaki 108 başka ülkeden gelen 3 bine yakın milletlerarası öğrencimizle kıtaları birleştiren bir üniversite olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz” diye konuştu.
KAYNAK: DHA
‘TÜRKİYE ÜNİVERSİTE ÖĞRETİMİNDE ÇOK UYGUN KONUMDA’
Açılışta konuşan TBMM Lideri Mustafa Şentop, Türkiye’nin sayılar prestijiyle dünyada üniversite öğretimi bakımından epeyce yeterli bir yere sahip olduğunu gösterdiğini belirterek, “Üniversitelerin açıldığı bu vakitte kimi tespitler yapmakta yarar var. Türkiye’de 131’i devlet, 78’i de vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 209 üniversitemiz var. Türkiye üniversite sayısı itibarıylla dünyada 15’inci sırada yer alıyor. Üniversitelerimizde toplam 8 milyon 400 bin öğrencimiz var. Bu nüfusumuzun yüzde 10’u ediyor. Dünyadaki toplam üniversite öğrencileri içerisinde Türkiye’deki öğrencilerin sayısını oranladığımız takdirde de yüzde 4 civarında bir orana sahibiz. Bu verdiğim sayılar ve oranlar, Türkiye’nin sayılar prestijiyle dünyada üniversite öğretimi bakımından fazlaca âlâ bir yere sahip olduğunu gösteriyor. Ankara’da 22 üniversite var, 300 bin civarında üniversite öğrencisi yaşıyor. Bu sayıların, bu bilgilerin bilimsel manada bir niteliğe dönüşmesi gerekiyor” dedi.
‘ANAYASA FETİŞİZMİ’
Yeni anayasa tartışmalarından ve hükümet sistemiyle ilgili de konuşan Şentop, ”Bir bakıyoruz ‘yeni anayasaya muhtaçlık yoktur, bu anayasa yeterlidir’ diyen yok. Herkes ‘Türkiye’de yeni bir anayasa yapılmalıdır’ diyor. Hala o noktadayız. Tabi bu bunun tarihi eski. Ve biz her vakit aslında yeni bir anayasa yaparak, Türkiye’deki birfazlaca sorunu çözebileceğimizi düşünmüşüz. Bu da tahminen bir anayasa fetişizmi diyebiliriz. Bu Türkiye’de farklı bir biçimde var. Yasal Temeli tartışmaları yapılırken de öyleydi. Yani biz anayasayı bir anayasa yapmak için yapmıyoruz aslında. Anayasayı birden fazla vakit yüz yıldan fazla bir vakittir bütün siyasi ve toplumsal meselelerimizi çözebilecek bir sihirli metin olarak görüyoruz. bu biçimde bir metin üzerinden tartışma yapıyoruz. Sağlıklı tatışma yürütebilmemiz için anayasanın zihinlerimizde bir hukuk metni olarak, bir siyaset metni olarak yerli yerine oturtulması lazım” diye konuştu.
‘BUGÜN aslına bakarsanız GÜÇLENDİRİLMİŞ BİR YÜRÜTME VAR’
‘Güçlendirilmiş parlementer sistem’ ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Şentop, şu biçimde konuştu:
“Güçlendirilmiş yahut güzelleştirilmiş parlamenter sistem denilen sistem somut olarak ortaya konulmadığı için bunu birfazlaca kişi görmüyor. Lakin literatürde emsal sözlerle bu sistemden bahsediliyor. Bu sistemin özelliği güçlendirilmiş parlamenter deyince her insanın aklına birden ‘parlamentoyu güçlendiriyor’ üzere geliyor. Aslında o denli değil. Bu sistem yürütmeyi, hükümeti güçlendiren sistemdir. Klasik parlamenter sistemin hükümet kurmadaki zorlukları, hükümeti düşürmedeki kolaylıkların, çabuklukların, hükümetlerin kendi getirdikleri metinleri parlementoda karara dönüştürememesinin ortaya çıkarttığı yönetememe sorunu sebebiyle uygunlaştırılmış yahut güçlendirilmiş parlamenter sistem ismiyle hükümetin kurulmasını güçlendiren, kolaylaştıran, hükümetin düşürülmesini zorlaştıran, hükümetin getirdiği kararların Meclis’ten daha kolay geçmesini sağlayan teklifler içeren bir modeldir. Yani özetlemek gerekirse güçlendirilmiş parlamenter sistem, parlamentoyu güçlendiren değil, hükümeti yürütmeyi güçlendiren bir sistemdir. Bugün esasen güçlendirilmiş bir yürütme var. Güçlendirilmiş yürütmeden elçi olup da dönüp dolaşıp, yürütmeyi güçlendiren bir sistem teklifinde bulunmayı biraz ilgi cazip buluyorum. ötürüsıyla Türkiye’nin gerçekleriyle, bilhassa 1960 Anayasası periyodu itibariyle başlayan siyasi tartışmalar ve anayasa tartışmaları bağlamında mevzuya bakmak, bu mevzuyla ilgili teklifleri ayakları yere basan ve o sistem tartışmaları içerisinde makul bir yere oturan teklifler üzerinden tartışmak ve somut tartışmak lazım. Yeni anayasa tartışmalarına her vakit fazlaca büyük bir heyecanla ve memnuniyetle takip ediyorum. Bunları Türkiye’ye yarar sağlayacağını düşünüyorum.”
AYBÜ Rektörü İbrahim Aydınlı, üniversitede tahsile başlayan 18 farklı ülkeden gelen öğrencilere rozet takarak, “Bilginin üretildiği değerli mecralardan biri olarak 2011 yılında eğitim hayatına başlayan AYBÜ genç, dinamik, bilimsel araştırma ve teknoloji üretimine alt yapı hazırlama misyonuyla ülkemizi dünyada temsil etmeyi hedefleyen ve süratle büyüyen argümanlı bir akademik kurumdur. Bu yıl ortamıza yeni katılan 5 bin 119 öğrencimizle bir arada yüzde 10’u ön lisans, yüzde 68’i lisans ve yüzde 22’si lisans üstü olmak üzere öğrenci sayımız 26 bini aşmıştır. Sahnedeki temsili örnekte de görüldüğü üzere dünyanın farklı noktalarındaki 108 başka ülkeden gelen 3 bine yakın milletlerarası öğrencimizle kıtaları birleştiren bir üniversite olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz” diye konuştu.
KAYNAK: DHA