Kurtulmuş’tan büyük Türkiye iletisi AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, gelişmelerin vermiş olduğu imkanlardan istifade ederek bölgenin kilit noktası olan Türkiye’yi epey daha kuvvetli bir hale getirmek istediklerini söylemiş oldu.
Kurtulmuş, Vilayet Özel Yönetimi Konferans Salonunda düzenlenen Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcileriyle Toplantı programında, Teke Yöresi’nin en hoş kentlerinden biri olan Burdur’un her açıdan gelişmesi ve kalkınmasını daima bir arada gerçekleştireceklerini belirtti.
Türkiye’nin bayağı bir ülke olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, “Türkiye’de 84 milyon her vatandaşın ortak bir gayesi olması gerekiyor. Hepimizin ortak amacı, bir daha kuvvetli, büyük Türkiye’yi kurmak olmalı. Her alanda endüstrisiyle, iktisadıyla, tarımıyla, ticaretiyle, eğitimiyle, sıhhatiyle ve kültürüyle bizim fazlaca kuvvetli bir ülke olma zorunluluğumuz var.” dedi.
İçinde bulunulan coğrafyanın kuvvetli, ayakları yere basan, halkıyla bütünleşmiş devlet idaresine sahip bir Türkiye’yi kurmayı mecburî kıldığına işaret eden Kurtulmuş, bir daha kuvvetli ve büyük Türkiye’nin başlangıç noktasının kentler olduğunu lisana getirdi.
Kurtulmuş, tek tek kentlerin kuvvetli olmasıyla Türkiye’nin kuvvetli olacağını vurguladı.İki değerli sürecin ortasından geçildiğini anlatan Kurtulmuş, şu biçimde konuştu:
“Bunlarda birisi global salgın, insanlık tarihinin son birkaç asırdır karşılaşmış olduğu en değerli problemlerden birisi. Bu yalnızca insan kayıpları bakımından değil, beraberinde salgında karşımıza çıkan yeni bir dünya varlığından dolayı da tarihî bir değere sahip. Artık hiç bir şey salgından öncesi üzere olmayacak, her şey değişmekte, her şey daha esaslı bir biçimde gelişecek. Örneğin üniversiteler uzun bir müddetdir uzaktan eğitim yaptılar, dünyanın biroldukça yerindeki hükümetler toplantılarını çevrim içi yapmak zorunda kaldı. Kısacası siyasetten iktisada, ticaretten üretim formüllerine kadar her şeyin esaslı bir biçimde değiştiği bir devirden geçiyoruz.”
“TÜRKİYE İNSAN BİRİKİMİYLE DÖNÜŞÜME HAZIR”
Bu değişimin daha da artacağına dikkati çeken Kurtulmuş, salgın sürecinde biroldukca esnaf ve sanatkarın hükümetin büyük dayanaklarına karşın eskisine nazaran sıkıntı günler geçirirken, kimi kesimlerin ise olağanüstü yüksek ticaret hacmine ulaştığını kaydetti.
Salgın daha sonrasında gelişecek dünyanın bütün bu ekonomik siyasal yapılanmasında aktif bir biçimde yer alanların bundan daha sonra epeyce daha kuvvetli olacağını belirten Kurtulmuş, “Türkiye’nin iş insanlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve insan birikiminin bu biçimde bir dönüşüme hazır olduğunu görüyoruz.” sözünü kullandı.
Kurtulmuş, gelecek periyoda ait önlemleri dikkatli bir biçimde alarak yollarına devam edeceklerini bildirdi.
İkinci olarak ise salgın olmasaydı bile dünya iktisadında, üretiminde ve siyasetinde fazlaca kıymetli değişimlerin olduğu bir surece girildiğine değinen Kurtulmuş, Çin Halk Cumhuriyeti’nin uyuyan bir dev olarak uyandığını ve dünya ticaretini yönlendiren bir ülke haline geldiğini söylemiş oldu.
Çin’in Asya’nın üretiminin kara yoluyla Kafkaslar ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya, deniz yoluyla da dünyaya piyasasına çıkarmak için bir arayışın içine girdiğini aktaran Kurtulmuş, bunun dünyadaki istikrarları değiştiren kıymetli bir gelişme olduğunu anlattı.
“TÜRKİYE BÖLGENİN KİLİT NOKTASI”
Kurtulmuş, dünyadaki yeni gelişmelerin odak noktası ve kilit taşının Türkiye olduğunu söz etti.
Türkiye’nin bir sefer daha tarihi bir fırsatı yakaladığına işaret eden Kurtulmuş, “Üzerimize düşen tarihin, vaktin, gelişmelerin bize vermiş olduğu bu imkanlardan istifade ederek bu bölgenin kilit noktası olan Türkiye’yi fazlaca daha kuvvetli bir hale getirebilmek.” diye konuştu.
Salgın koşullarına karşın Türkiye’nin ne kadar büyük adımlar attığını gördüklerini lisana getiren Kurtulmuş, Türkiye’nin bu vakitte Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerinden vazgeçmediğini hatırlattı.
Salgının en ağır seyrettiği günlerde 45 günde sıfırdan dünyanın en âlâ salgın hastanelerinin kurulduğunu vurgulayan Kurtulmuş, bunların kuvvetli ve büyük Türkiye’nin alametifarikalarından olduğunu söz etti.
Kurtulmuş, toplamda 661 milyar lirayı bulan takviyelerle esnaf ve sanatkarların tezgahlarının dağılmamasını sağlamaya, içine düştükleri güç günlerden çıkmalarına yardımcı olabilecek önlemleri almaya uğraş ettiklerini anlattı.
“MARKET YASASI ÜZERİNE KONUŞTUĞUMUZ, TİTİZ BİR BİÇİMDE ÇALIŞILAN BİR KONU”
Numan Kurtulmuş, görüşmede soru karşılık kısmında, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin sorularını not aldıktan daha sonra şunları söylemiş oldu:
“Market yasası uzunca bir süre üzerinde konuştuğumuz, titiz bir biçimde çalışılan bir mevzu. Bu market yasasında da haksız rekabetin önüne geçmeyi sağlamamız lazım. Besin tedarik zincirlerinin hayli önemli bir biçimde korunmasını da temin etmemiz gerekiyor. Hakkaniyetli, adaletli, üretici ve tüketici içindeki o zinciri mümkün olduğunca kısaltıcı ve marketlerin lehine bir kadro avantajlar sağlamayacak biçimde düzenlemeler yapılması konuşuldu. Aşikâr bir noktaya kadar geldi. İnşallah önümüzdeki devirde bu yasanın meclise geleceğini ümit ediyorum. Hayvancılıkta da değerli bir noktayız. Eksiklerimizi gidererek üretimi artıracağız, öbür dermanımız yok. Küçük işletmecilerimizin de tarım ve hayvancılıktan para kazanabilecek hale gelmesini sağlayacağız. Tarım ve hayvancılıkta bilimsel, Ar-Ge faaliyetlerini artırarak epey daha yüksek randıman elde edebilecek işler yapmak kıymetli.”
KAYNAK: AA
Kurtulmuş, Vilayet Özel Yönetimi Konferans Salonunda düzenlenen Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcileriyle Toplantı programında, Teke Yöresi’nin en hoş kentlerinden biri olan Burdur’un her açıdan gelişmesi ve kalkınmasını daima bir arada gerçekleştireceklerini belirtti.
Türkiye’nin bayağı bir ülke olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, “Türkiye’de 84 milyon her vatandaşın ortak bir gayesi olması gerekiyor. Hepimizin ortak amacı, bir daha kuvvetli, büyük Türkiye’yi kurmak olmalı. Her alanda endüstrisiyle, iktisadıyla, tarımıyla, ticaretiyle, eğitimiyle, sıhhatiyle ve kültürüyle bizim fazlaca kuvvetli bir ülke olma zorunluluğumuz var.” dedi.
İçinde bulunulan coğrafyanın kuvvetli, ayakları yere basan, halkıyla bütünleşmiş devlet idaresine sahip bir Türkiye’yi kurmayı mecburî kıldığına işaret eden Kurtulmuş, bir daha kuvvetli ve büyük Türkiye’nin başlangıç noktasının kentler olduğunu lisana getirdi.
Kurtulmuş, tek tek kentlerin kuvvetli olmasıyla Türkiye’nin kuvvetli olacağını vurguladı.İki değerli sürecin ortasından geçildiğini anlatan Kurtulmuş, şu biçimde konuştu:
“Bunlarda birisi global salgın, insanlık tarihinin son birkaç asırdır karşılaşmış olduğu en değerli problemlerden birisi. Bu yalnızca insan kayıpları bakımından değil, beraberinde salgında karşımıza çıkan yeni bir dünya varlığından dolayı da tarihî bir değere sahip. Artık hiç bir şey salgından öncesi üzere olmayacak, her şey değişmekte, her şey daha esaslı bir biçimde gelişecek. Örneğin üniversiteler uzun bir müddetdir uzaktan eğitim yaptılar, dünyanın biroldukça yerindeki hükümetler toplantılarını çevrim içi yapmak zorunda kaldı. Kısacası siyasetten iktisada, ticaretten üretim formüllerine kadar her şeyin esaslı bir biçimde değiştiği bir devirden geçiyoruz.”
“TÜRKİYE İNSAN BİRİKİMİYLE DÖNÜŞÜME HAZIR”
Bu değişimin daha da artacağına dikkati çeken Kurtulmuş, salgın sürecinde biroldukca esnaf ve sanatkarın hükümetin büyük dayanaklarına karşın eskisine nazaran sıkıntı günler geçirirken, kimi kesimlerin ise olağanüstü yüksek ticaret hacmine ulaştığını kaydetti.
Salgın daha sonrasında gelişecek dünyanın bütün bu ekonomik siyasal yapılanmasında aktif bir biçimde yer alanların bundan daha sonra epeyce daha kuvvetli olacağını belirten Kurtulmuş, “Türkiye’nin iş insanlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve insan birikiminin bu biçimde bir dönüşüme hazır olduğunu görüyoruz.” sözünü kullandı.
Kurtulmuş, gelecek periyoda ait önlemleri dikkatli bir biçimde alarak yollarına devam edeceklerini bildirdi.
İkinci olarak ise salgın olmasaydı bile dünya iktisadında, üretiminde ve siyasetinde fazlaca kıymetli değişimlerin olduğu bir surece girildiğine değinen Kurtulmuş, Çin Halk Cumhuriyeti’nin uyuyan bir dev olarak uyandığını ve dünya ticaretini yönlendiren bir ülke haline geldiğini söylemiş oldu.
Çin’in Asya’nın üretiminin kara yoluyla Kafkaslar ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya, deniz yoluyla da dünyaya piyasasına çıkarmak için bir arayışın içine girdiğini aktaran Kurtulmuş, bunun dünyadaki istikrarları değiştiren kıymetli bir gelişme olduğunu anlattı.
“TÜRKİYE BÖLGENİN KİLİT NOKTASI”
Kurtulmuş, dünyadaki yeni gelişmelerin odak noktası ve kilit taşının Türkiye olduğunu söz etti.
Türkiye’nin bir sefer daha tarihi bir fırsatı yakaladığına işaret eden Kurtulmuş, “Üzerimize düşen tarihin, vaktin, gelişmelerin bize vermiş olduğu bu imkanlardan istifade ederek bu bölgenin kilit noktası olan Türkiye’yi fazlaca daha kuvvetli bir hale getirebilmek.” diye konuştu.
Salgın koşullarına karşın Türkiye’nin ne kadar büyük adımlar attığını gördüklerini lisana getiren Kurtulmuş, Türkiye’nin bu vakitte Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerinden vazgeçmediğini hatırlattı.
Salgının en ağır seyrettiği günlerde 45 günde sıfırdan dünyanın en âlâ salgın hastanelerinin kurulduğunu vurgulayan Kurtulmuş, bunların kuvvetli ve büyük Türkiye’nin alametifarikalarından olduğunu söz etti.
Kurtulmuş, toplamda 661 milyar lirayı bulan takviyelerle esnaf ve sanatkarların tezgahlarının dağılmamasını sağlamaya, içine düştükleri güç günlerden çıkmalarına yardımcı olabilecek önlemleri almaya uğraş ettiklerini anlattı.
“MARKET YASASI ÜZERİNE KONUŞTUĞUMUZ, TİTİZ BİR BİÇİMDE ÇALIŞILAN BİR KONU”
Numan Kurtulmuş, görüşmede soru karşılık kısmında, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin sorularını not aldıktan daha sonra şunları söylemiş oldu:
“Market yasası uzunca bir süre üzerinde konuştuğumuz, titiz bir biçimde çalışılan bir mevzu. Bu market yasasında da haksız rekabetin önüne geçmeyi sağlamamız lazım. Besin tedarik zincirlerinin hayli önemli bir biçimde korunmasını da temin etmemiz gerekiyor. Hakkaniyetli, adaletli, üretici ve tüketici içindeki o zinciri mümkün olduğunca kısaltıcı ve marketlerin lehine bir kadro avantajlar sağlamayacak biçimde düzenlemeler yapılması konuşuldu. Aşikâr bir noktaya kadar geldi. İnşallah önümüzdeki devirde bu yasanın meclise geleceğini ümit ediyorum. Hayvancılıkta da değerli bir noktayız. Eksiklerimizi gidererek üretimi artıracağız, öbür dermanımız yok. Küçük işletmecilerimizin de tarım ve hayvancılıktan para kazanabilecek hale gelmesini sağlayacağız. Tarım ve hayvancılıkta bilimsel, Ar-Ge faaliyetlerini artırarak epey daha yüksek randıman elde edebilecek işler yapmak kıymetli.”
KAYNAK: AA