Klasik beden akupunkturu kadar mazisi olmasa da Çin’de yüzsenelerdır uygulanan kulak akupunkturu en büyük ivmesini Fransız Hekim Poul Nogier’e borçludur. beraberinde fizikçi olan Nogier 1951 yılında değişik bir müşahedesine dayanarak kulak kepçesinin beden ile temasını bulmuş ve meslektaşları ile senelerca süren araştırmaları kararında kulak akupunkturunun bu günkü temelleri atılmıştır.Dr. Nogier 1970 yılında birinci kitabını yayımladıktan daha sonra kulak akupunkturu ile ilgili çalışmalar bilimsel bir platformda gelişerek auroküloterapi ve aurokulomedicine dediğimiz Fransız kulak akupunkturuna ilişkin disiplinler kurulmuştur.
Kulak kepçesini ana karnında baş aşağıda duran bir cenine benzetebiliriz.kulak göğsünü cenin başı, kulak dış kenarını omurgası,kulakdeliğinin bulunduğu çukur kısmı ceninin iç organlarına karşılık geldiğini düşünürsek bedenimizin öbür bölgelerinin kulak kepçesi üstündeki yerlerini varsayım etmek herbiçimde güç değil..
Bedenimizin küçük ve bununla birlikte detaylı bir haritasını barındıran kulağımız bu özelliği yardımıyla duyma fonksiyonu haricinde çeşitli hastalık ve belirtileri da tedavi edebileceğimiz bir organımız olduğunu artık biliyoruz. Tedavilerde kulakkepçesi üzerinde bulunan beyinle direkt kontaklı hür hudut uçlarının uyarılması ile oluşan mesaj beyindeki ilgili merkezde refleks bir reaksiyon meydana getirir..Bu refleks reaksiyon bedende ilgili organda fizyolojik tesirini göstererek istenilen ve dilek edilen biçimde bir karşılık alınması sağlar.
Kulak kepçesi uyarılarak verilen tüm ihtarlar ilgili organa ulaşmadan beyin tarafınca filtre edildiği için organizmanın doğal işleyişine karşıt düşen tüm uyaranlar beyin tarafınca etkisizleştirilir. bu biçimdece hastalık belirtilerini ve sebebini organizmanın kendi imkanlarını kullanarak ilaçsız, beynin kendi isteği ve inisiyatifi ile yan tesir yaratmadan tedavi edilebilmesi mümkün hale gelmektedir.
Ağrının eşlik ettiği rahatsızlıklar başta olmak üzere sigara bağımlılığı, kilo verme ve iştahın dengelenmesi, çocuklarda yatağa ıslatma, alerjiler, hamilelik bulantıları, uyku bozuklukları ve kronik yorgunluklar başta olmak üzere çeşitli rahatsızlıkların tedavisi kulak akupunkturu ile mümkün olmaktadır.
Kulak kepçesini ana karnında baş aşağıda duran bir cenine benzetebiliriz.kulak göğsünü cenin başı, kulak dış kenarını omurgası,kulakdeliğinin bulunduğu çukur kısmı ceninin iç organlarına karşılık geldiğini düşünürsek bedenimizin öbür bölgelerinin kulak kepçesi üstündeki yerlerini varsayım etmek herbiçimde güç değil..
Bedenimizin küçük ve bununla birlikte detaylı bir haritasını barındıran kulağımız bu özelliği yardımıyla duyma fonksiyonu haricinde çeşitli hastalık ve belirtileri da tedavi edebileceğimiz bir organımız olduğunu artık biliyoruz. Tedavilerde kulakkepçesi üzerinde bulunan beyinle direkt kontaklı hür hudut uçlarının uyarılması ile oluşan mesaj beyindeki ilgili merkezde refleks bir reaksiyon meydana getirir..Bu refleks reaksiyon bedende ilgili organda fizyolojik tesirini göstererek istenilen ve dilek edilen biçimde bir karşılık alınması sağlar.
Kulak kepçesi uyarılarak verilen tüm ihtarlar ilgili organa ulaşmadan beyin tarafınca filtre edildiği için organizmanın doğal işleyişine karşıt düşen tüm uyaranlar beyin tarafınca etkisizleştirilir. bu biçimdece hastalık belirtilerini ve sebebini organizmanın kendi imkanlarını kullanarak ilaçsız, beynin kendi isteği ve inisiyatifi ile yan tesir yaratmadan tedavi edilebilmesi mümkün hale gelmektedir.
Ağrının eşlik ettiği rahatsızlıklar başta olmak üzere sigara bağımlılığı, kilo verme ve iştahın dengelenmesi, çocuklarda yatağa ıslatma, alerjiler, hamilelik bulantıları, uyku bozuklukları ve kronik yorgunluklar başta olmak üzere çeşitli rahatsızlıkların tedavisi kulak akupunkturu ile mümkün olmaktadır.