Çanakkale Köprüsü ne zaman devlete devredilecek ?

Sena

New member
Çanakkale Köprüsü Ne Zaman Devlete Devredilecek? – Mizahın, Mühendisliğin ve Milletin Dayanıklılık Testi

Selam dostlar,

Bu sabah kahvemi içerken internette gezinirken bir başlık gözüme çarptı: “1915 Çanakkale Köprüsü ne zaman devlete devredilecek?” Birden aklımdan şu geçti: “Acaba o gün geldiğinde köprünün üzerinden geçen ilk araç kim olacak? Yoksa o gün köprüye özel bir marş mı bestelenir?”

Ve sonra düşündüm... Bu konuyu neden forumda konuşmuyoruz? Hem ciddi, hem de komik bir tarafı var. Mühendislik harikası bir yapı, ama aynı zamanda hepimizin mizah damarına da dokunan bir mesele.

Erkek Forumdaşların Analitik Yaklaşımı: “Yav Bu Köprüde Geri Sayım Başladı!”

Daha ilk yorum tabii ki Efe’den geldi. Bizim forumun stratejik beyni, her zamanki gibi elinde hesap makinesiyle yazmış:

> “Arkadaşlar, sözleşmeye göre 1915 Çanakkale Köprüsü 12 yıl 7 ay 10 gün sonra devlete geçecek. Şu an 2025’teyiz, demek ki devri 2038 civarında olacak. Yani köprü, çocuk olsaydı şu an ortaokula giderdi.”

Bu yorumun altına 47 beğeni geldi, 8 kişi de "kaynak?" diye sordu.

Ama Efe durmadı, hesabını devam ettirdi:

> “Yani devlete geçinceye kadar köprüden geçiş ücretiyle iki Boğaz Köprüsü daha yapılır, ama o da ayrı mesele…”

Efe’nin bu yorumu, bir yandan stratejik düşüncenin doruğu, diğer yandan mizahın damarıydı. Hemen altına biri yazdı:

> “O zamana kadar arabam elektrikli olacak, ama hâlâ ‘HGS okumadı, geri gel!’ diye bağıracaklar kesin.”

Ve herkes kahkaha attı.

Kadın Forumdaşların Empatik ve Mizahi Yönü: “Köprü Gibi Bağlar Kurmak Gerek”

Bu noktada Derya söz aldı. O her zaman olaylara kalpten yaklaşır:

> “Erkekler köprünün devrini hesaplıyor ama ben, o köprünün altında martıların kaç nesil değiştireceğini merak ediyorum. Belki o gün, köprüyle birlikte bir martı ailesi de ‘devletin korumasına’ geçer.”

Bu yorum, hem duygusal hem de absürttü, ve bir anda forumun gündemine oturdu.

Kadın forumdaşlar genelde bu konularda empatik bir mizah anlayışına sahipler.

Bir diğeri şöyle yazdı:

> “O köprü sadece araçları değil, gönülleri de birleştiriyor. Ama itiraf edeyim, geçiş ücretini görünce bazen gönül yolumu tercih ediyorum.”

Bir başkası ise:

> “Ben köprüden geçmeyi değil, köprüyle konuşmayı isterdim. ‘Nasılsın?’ derdim, o da ‘Ücretli ama iyiyim’ diye cevap verirdi.”

Köprü, Sözleşme ve Sonsuz Bekleyiş: “Devlet, Gelinimiz Köprüyle Tanışacak”

Konuyu biraz daha derinleştirelim. 1915 Çanakkale Köprüsü, “yap-işlet-devret” modelinin en görkemli örneklerinden biri.

Yani şu an özel sektörün “damadı” gibi; devletle nişanlı ama henüz nikâh kıyılmamış durumda.

2038 geldiğinde o nikâh memuru “Evet, devlet adına köprüyü devralıyorum” dediğinde, eminim o gün sosyal medya bayram yeri olur.

Bir forumdaş şöyle yazmıştı:

> “O gün devlete devredildiğinde köprünün üzerine ‘Yuvana Hoş Geldin’ pankartı asılmalı.”

Bir diğeri ise şöyle espri yaptı:

> “Devlete geçince ücretsiz olursa, eminim hepimiz ‘köprü gezisine’ çıkarız. O gün Çanakkale trafiği, tarihinin en romantik tıkanıklığını yaşar.”

Ve bir başkası ekledi:

> “Ben o günü görmek için yaşam tarzımı değiştirdim. Artık stres yapmıyorum, sebze yiyorum, sabah yürüyüşü yapıyorum. Köprü devredilmeden gitmek istemem.”

Erkekler Çözüm Arıyor, Kadınlar Bağ Kuruyor: Mizahın İki Yakası

Bu forumda fark ettim ki, erkekler bu tür konularda hep bir çözüm bulma eğiliminde: “Şöyle olmalı, böyle hesaplanmalı, şu kadar gelir elde edilir.”

Kadınlar ise olayın ilişkisel yönünü görüyor: “Köprü halkla nasıl bağ kurar?”, “Köprünün hikâyesi nedir?”, “Martılar mutlu mu?”

Ama ikisi birleşince ortaya müthiş bir tablo çıkıyor.

Bir erkek forumdaş yazdı:

> “Benim planım basit: köprü devlete geçtiğinde forum buluşması yapalım, hep birlikte geçelim!”

> Altına bir kadın kullanıcı yanıt verdi:

> “Harika fikir! Ama önce köprüye teşekkür etmeyi unutmayalım, o da yıllarca bizi taşıdı.”

İşte o anda herkes anladı: mizah da birleştirir, köprü de.

Köprüdeki Diyalog: Mühendislik ile Mizah Arasında

Bir kullanıcı, olayı tamamen teatral bir boyuta taşıdı ve “Köprüyle Devlet Arasında Geçen Konuşma” adlı minik bir diyalog yazdı:

> Devlet: “Evladım, hazır mısın?”

> Köprü: “Ben hep hazırım, siz biraz geç kaldınız.”

> Devlet: “Artık bize katılıyorsun.”

> Köprü: “Peki ücret ne olacak?”

> Devlet: “Senin için değil, millet için ücretsiz.”

> Köprü: “O zaman ben gerçekten milletin köprüsüyüm.”

Bu gönderi forumun en çok beğeni alan paylaşımı oldu.

Çünkü mizah, köprünün çelik halatları kadar sağlam bir bağ kurmuştu aramızda.

Forumun Kapanış Sorusuyla: Sizce O Gün Ne Olacak?

Peki forumdaşlar, siz ne düşünüyorsunuz?

– Devlete devir günü geldiğinde bir tören yapılmalı mı?

– Köprüye “plaket” takılır mı?

– Geçiş ücretine o gün özel indirim olur mu?

– Yoksa hepimiz “köprüde buluşalım” diye mi sözleşiriz?

Kim bilir, belki o gün biz hâlâ bu forumda oluruz.

Efe hâlâ hesap yapar, Derya hâlâ empati kurar, Canan hâlâ “hadi birlikte geçelim” der.

Ve belki de o gün, köprünün iki yakasında değil, aynı gülümsemede birleşiriz.

Çünkü bazı köprüler çelikten yapılmaz — mizahla, dostlukla, paylaşımla kurulur.

Ve 1915 Çanakkale Köprüsü, tam da bu yüzden sadece bir mühendislik eseri değil; milletçe yazdığımız en komik, en sıcak “bağlantı hikâyesi”dir.
 
Üst