Sünger mi, kesme tahtası mı yoksa lavabo mu? Çeşitli çalışmalar mutfakta hangi yerlerin gerçekten en fazla mikropla kirlendiğini göstermiştir.
Salmonella veya Campylobacter gibi mide-bağırsak virüslerinin bulaşmasını önlemek için gıdayı hazırlarken ve işlerken hijyenin önemli olduğunu herkes bilir. Ancak çeşitli araştırmacıların ve çeşitli çalışmaların bulgularına göre, özellikle çok sayıda patojene ev sahipliği yapan yerler genellikle mutfaktaki en belirgin yüzeyler ve nesneler değildir.
Kesme tahtası en kötü öğe değil
Rutgers Üniversitesi ve Kuzey Carolina Eyalet Üniversitesi'ndeki bilim adamlarına göre baharatlıklar, mutfakta en fazla mikrop yüküne sahip olan eşyalar arasında yer alıyor. Ancak pişirildikten sonra çok fazla mikrop barındıran iki öğe daha var.
Virüslerin ve bakterilerin bilmeden nereden bulaştığını veya pişirme sonrasında hangi nesnelere patojen bulaştığını araştırabilmek için deneklerden hindi etinden burger hazırlamaları istendi. Hindi etine MS2 adı verilen bakteriyofajlar bulaştı.
Bu virüsler insanlara zararsızdır ancak sağlığa zararlı (çapraz kontaminasyon) bakterileri de enfekte edebilir ve tespit edilmesi de kolaydır. Bu, patojenlerin olduğu veya olabileceği her yerde MS2'nin de bu deneyde görülebildiği anlamına gelir.
Sonuç: Araştırmacılar MS2 virüslerinin çoğunu baharat çalkalayıcılarında buldular. Kesme tahtaları ikinci sırada yer alırken onu çöp kutusunun kapağı takip etti. Bu arada testteki “en temiz” şey lavaboydu.
Bu bulguya ek olarak bilim insanları başka bir keşif daha yaptı: Bulaşık makinesi kullanan kişiler, bulaşık makinesine girmesine izin verilmeyen yüzeyleri ve nesneleri temizleme konusunda, bulaşıkları elde yıkayanlara göre daha az bilinçliydi.
Bulaşık makineleri gerçekten temiz değil
Bulaşık makinelerinden bahsetmişken: Başka bir çalışma, mutfakta birçok gastrointestinal bakteri ve virüsün gizlenebileceği başka yerlerin de bulunduğunu gösteriyor: bulaşık makinesinin üzerinde veya lastik contalarında.
Kopenhag Üniversitesi'ndeki bilim insanları, kauçuğun üzerindeki genellikle sıcak ve nemli olan ince biyofilmin bakteri, virüs ve mantarlar için ideal bir üreme alanı olduğunu keşfetti. Araştırmacılar deneylerinde Candida, Cryptococcus ve Rhodotorula gibi artan sayıda maya mantarını tespit edebildiler. Ayrıca çoğu örnekte Acinetobacter, Escherichia ve Pseudomonas gibi patojenik bakteriler de bulabildiler.
Araştırmacılar özellikle mantar kirliliğinin boyutu karşısında şaşırdılar. Makine ne kadar eskiyse o kadar çok maya tespit edilebiliyordu. Yüksek yıkama sıcaklıkları, sert temizlik maddeleri veya yüksek pH değerine sahip su (sert su) bile mantarlara zarar verebilir.
Yıllar geçtikçe daha dirençli ve inatçı hale geliyorlardı. Yüksek su sıcaklığı, belirli deterjanlar ve yumuşak su kullanılarak yalnızca lastik contadaki bakteri sayısı kontrol altına alınabilir.