Biden, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ne talep etti? Yaptırım ayrıntısı dikkat çekti Antalya’da düzenlenen Diplomasi Forumu dahil olmak üzere Türkiye, Ukrayna ve Rusya içinde yaşanan savaş krizinin bitmiş oldurilmesi ismine bütün diplomatik teşebbüslerini alana sürüyor. Kanal 7 Ankara Temsilcisi ve Yenişafak Muharriri Mehmet Acet, bu bağlamda telefon görüşmesi gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Biden içinde neler konuşulduğunu, Biden’ın Rusya’ya karşı yaptırımlara Türkiye’nin de katılmasını isteyip istemediğini köşe yazısında aktardı.
İşte gündeme oturan o köşe yazısı:
Ankara’nın Rusya’nın Ukrayna işgaliyle ilgili süreçte izlediği istikrarlı siyaset, Türk diplomasisine milletlerarası seviyede ses getiren bir alan açtı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın görüşme trafiğine, Ankara’ya yapılan ve önümüzdeki günlerde yapılacak olan ziyaretlere, Antalya’da Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanlarını bir ortaya getiren arabuluculuk misyonuna bakıldığında, bu durum net bir biçimde görülebiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna’daki savaşın başlamasından günler evvel, Türkiye’nin tavrını, NATO önderler tepesi için yarıda kestiği Afrika gezisinden dönüşünde, “Rusya’dan da vazgeçmeyiz, Ukrayna’dan da vazgeçmeyiz” ifadeleriyle özetlemişti.
Antalya’da gerçekleşen, Türkiye’nin arabuluculuğuyla Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanlarını buluşturan tepe, ateşkes için optimist bir beklenti ortasında olanlar açısından hayal kırıklığı oldu.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, görüşmelerin bitiminde düzenlediği basın toplantısında, “Laf olsun diye masaya oturmamak lazım” şeklinde iğneleyici cümleler kullanarak Ukrayna tarafına cürmü atmak isterken, Kuleba’dan daha fazlaca kendisinin bu biçimde bir niyetle Antalya’ya geldiğini örtmek ister üzereydi.
Sonuç prestijiyle doruktan bir ateşkes kararınun çıkmaması, Rusya’nın savaşın başında belirlediği maksatlarından vazgeçmediği, bu gayelerini revize etmek istemediği manasına geliyor.
Unutmamak gerekir.
Alanda olan biten haricinde bir de ‘psikolojik savaş’ boyutu var bu sıkıntının.
Aşikâr ki Ruslar, Ukraynalıların ‘beklentilerini boşa çıkarmak’, ‘morallerini bozmak’, ‘umutlarını hayal kırıklığına dönüştürmek’ gibi ruhsal araçları da bu süreçte kullanmak istiyorlar.
ERDOĞAN’IN ARABULUCULUĞUNDA PUTİN VE ZELENSKİ BULUŞMASI OLUR MU?
Bu bu biçimde diye Antalya’daki buluşmanın sonuçları üzerinden Türk diplomasinin elde ettiği muvaffakiyet gölgelendi kararı da çıkarılmamalı doğal.
Görüşmeler bittikten daha sonra konut sahibi sıfatıyla açıklamalar yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun işaret ettiği üzere, ilerleyen periyotlar için masanın bir daha kurulması manasında bu buluşma pekâlâ bir ‘başlangıç’ olabilir.
Gidişata nazaran, Erdoğan’ın arabuluculuğunda Zelenski ve Putin’in bir ortaya gelmesinin olası olduğu da anlaşılıyor.
Türkiye’nin bu savaşta soyunduğu arabuluculuk misyonunun, bilhassa Batı başşehirlerinde ilgi ve merak uyandırdığını da artan görüşme trafiğinden anlayabiliyoruz.
BİDEN ERDOĞAN’DAN RUSYA YAPTIRIMLARINA KATILMASINI İSTEDİ Mİ?
Evvelki akşam, ABD Lideri Joe Biden, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Görüşme bittikten daha sonra Beyaz Saray’dan gelen açıklamalar, Biden’ın işbaşına gelmesinden bu yana Ankara’ya karşı kullanılan ‘en pozitif’ dili yansıtıyordu.
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, görüşmenin bitiminden daha sonra yaptığı açıklamada, “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Lideri Biden’ın ‘yapıcı’ bir görüşme gerçekleştirdiğini, Biden’ın Türkiye’nin bugün Antalya Diplomasi Forumu kapsamındaki diplomatik teşebbüsünden dolayı epeyce şad olduğunu” belirtti.
Görüşme bitiminde toplumsal medya hesabı üzerinden paylaşımda bulunan Biden, “Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile konuştum” dedikten daha sonra, şu tabirleri kullandı:
“Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik sebepsiz saldırısına vereceğimiz karşılıkları koordine etmek, Moskova’yı yaşanan saldırganlıktan sorumlu tutmak ve Ukrayna halkını desteklemek için devam eden milletlerarası gayretlerin ehemmiyetini tartıştık.”
ÜST SEVİYE TÜRK YETKİLİ: BİDEN YAPTIRIM TALEBİNDE BULUNMADI
Pekala, görüşmenin perde gerisi da, perde önündeki atmosferle örtüşüyor mu?
Şöyle bir soru daha sormalıyız:
Türkiye’ye mevcut tavrından vazgeçmesi, tarafını seçmesi/belirginleştirmesi, ortasında bulunduğu Batı ittifakının aldığı kararlara uyması istikametinde telkin/baskı gelmiş olabilir mi?
Örneğin, Batı blokunun yaygın bir biçimde devreye soktuğu yaptırımlar bahsiyle ilgili bu biçimde bir talep gelmiş miydi?
Erdoğan/Biden görüşmesinin içeriğine dair bilgi sahibi olan üst seviye bir yetkiliye, “Biden, Rusya’ya yaptırım için Türkiye’den talepte bulundu mu” diye sordum.
Aldığım yanıtı motamot aktarıyorum:
“Yok, bulunmadı. Yeterli bir görüşme oldu. Açıklamalarına da hoş yansıdı.”
Bu aktardığım bir art plan bilgisi.
Yaptırım bahsiyle ilgili iki açıklama daha var.
Onları da aktaralım.
Birincisi, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in CNN Türk yayınında “Türkiye Rusya’ya yaptırım uygulayacak mı?” sorusuna verdiği, “Evet bütün müttefiklerimizden yaptırım yapmalarını bekliyoruz. Lakin Rusya’ya bir bedel ödetebileceğiz. Bu mevzuyu Sayın Çavuşoğlu’na da ilettim” karşılığı.
Başkası, CNN International’a konuşan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın yaptırımlarla ilgili soruya verdiği karşılık:
“Şu anda Rusya’ya yaptırımlar uygulamayı düşünmüyoruz. Zira inanç kanalını açık tutmak istiyoruz. Ruslarla irtibat çizgilerini açık tutmak istiyoruz. Ve olağan ki ekonomimizin etkilenmesini istemiyoruz.”
İşte gündeme oturan o köşe yazısı:
Ankara’nın Rusya’nın Ukrayna işgaliyle ilgili süreçte izlediği istikrarlı siyaset, Türk diplomasisine milletlerarası seviyede ses getiren bir alan açtı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın görüşme trafiğine, Ankara’ya yapılan ve önümüzdeki günlerde yapılacak olan ziyaretlere, Antalya’da Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanlarını bir ortaya getiren arabuluculuk misyonuna bakıldığında, bu durum net bir biçimde görülebiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna’daki savaşın başlamasından günler evvel, Türkiye’nin tavrını, NATO önderler tepesi için yarıda kestiği Afrika gezisinden dönüşünde, “Rusya’dan da vazgeçmeyiz, Ukrayna’dan da vazgeçmeyiz” ifadeleriyle özetlemişti.
Antalya’da gerçekleşen, Türkiye’nin arabuluculuğuyla Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanlarını buluşturan tepe, ateşkes için optimist bir beklenti ortasında olanlar açısından hayal kırıklığı oldu.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, görüşmelerin bitiminde düzenlediği basın toplantısında, “Laf olsun diye masaya oturmamak lazım” şeklinde iğneleyici cümleler kullanarak Ukrayna tarafına cürmü atmak isterken, Kuleba’dan daha fazlaca kendisinin bu biçimde bir niyetle Antalya’ya geldiğini örtmek ister üzereydi.
Sonuç prestijiyle doruktan bir ateşkes kararınun çıkmaması, Rusya’nın savaşın başında belirlediği maksatlarından vazgeçmediği, bu gayelerini revize etmek istemediği manasına geliyor.
Unutmamak gerekir.
Alanda olan biten haricinde bir de ‘psikolojik savaş’ boyutu var bu sıkıntının.
Aşikâr ki Ruslar, Ukraynalıların ‘beklentilerini boşa çıkarmak’, ‘morallerini bozmak’, ‘umutlarını hayal kırıklığına dönüştürmek’ gibi ruhsal araçları da bu süreçte kullanmak istiyorlar.
ERDOĞAN’IN ARABULUCULUĞUNDA PUTİN VE ZELENSKİ BULUŞMASI OLUR MU?
Bu bu biçimde diye Antalya’daki buluşmanın sonuçları üzerinden Türk diplomasinin elde ettiği muvaffakiyet gölgelendi kararı da çıkarılmamalı doğal.
Görüşmeler bittikten daha sonra konut sahibi sıfatıyla açıklamalar yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun işaret ettiği üzere, ilerleyen periyotlar için masanın bir daha kurulması manasında bu buluşma pekâlâ bir ‘başlangıç’ olabilir.
Gidişata nazaran, Erdoğan’ın arabuluculuğunda Zelenski ve Putin’in bir ortaya gelmesinin olası olduğu da anlaşılıyor.
Türkiye’nin bu savaşta soyunduğu arabuluculuk misyonunun, bilhassa Batı başşehirlerinde ilgi ve merak uyandırdığını da artan görüşme trafiğinden anlayabiliyoruz.
BİDEN ERDOĞAN’DAN RUSYA YAPTIRIMLARINA KATILMASINI İSTEDİ Mİ?
Evvelki akşam, ABD Lideri Joe Biden, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Görüşme bittikten daha sonra Beyaz Saray’dan gelen açıklamalar, Biden’ın işbaşına gelmesinden bu yana Ankara’ya karşı kullanılan ‘en pozitif’ dili yansıtıyordu.
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, görüşmenin bitiminden daha sonra yaptığı açıklamada, “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Lideri Biden’ın ‘yapıcı’ bir görüşme gerçekleştirdiğini, Biden’ın Türkiye’nin bugün Antalya Diplomasi Forumu kapsamındaki diplomatik teşebbüsünden dolayı epeyce şad olduğunu” belirtti.
Görüşme bitiminde toplumsal medya hesabı üzerinden paylaşımda bulunan Biden, “Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile konuştum” dedikten daha sonra, şu tabirleri kullandı:
“Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik sebepsiz saldırısına vereceğimiz karşılıkları koordine etmek, Moskova’yı yaşanan saldırganlıktan sorumlu tutmak ve Ukrayna halkını desteklemek için devam eden milletlerarası gayretlerin ehemmiyetini tartıştık.”
ÜST SEVİYE TÜRK YETKİLİ: BİDEN YAPTIRIM TALEBİNDE BULUNMADI
Pekala, görüşmenin perde gerisi da, perde önündeki atmosferle örtüşüyor mu?
Şöyle bir soru daha sormalıyız:
Türkiye’ye mevcut tavrından vazgeçmesi, tarafını seçmesi/belirginleştirmesi, ortasında bulunduğu Batı ittifakının aldığı kararlara uyması istikametinde telkin/baskı gelmiş olabilir mi?
Örneğin, Batı blokunun yaygın bir biçimde devreye soktuğu yaptırımlar bahsiyle ilgili bu biçimde bir talep gelmiş miydi?
Erdoğan/Biden görüşmesinin içeriğine dair bilgi sahibi olan üst seviye bir yetkiliye, “Biden, Rusya’ya yaptırım için Türkiye’den talepte bulundu mu” diye sordum.
Aldığım yanıtı motamot aktarıyorum:
“Yok, bulunmadı. Yeterli bir görüşme oldu. Açıklamalarına da hoş yansıdı.”
Bu aktardığım bir art plan bilgisi.
Yaptırım bahsiyle ilgili iki açıklama daha var.
Onları da aktaralım.
Birincisi, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in CNN Türk yayınında “Türkiye Rusya’ya yaptırım uygulayacak mı?” sorusuna verdiği, “Evet bütün müttefiklerimizden yaptırım yapmalarını bekliyoruz. Lakin Rusya’ya bir bedel ödetebileceğiz. Bu mevzuyu Sayın Çavuşoğlu’na da ilettim” karşılığı.
Başkası, CNN International’a konuşan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın yaptırımlarla ilgili soruya verdiği karşılık:
“Şu anda Rusya’ya yaptırımlar uygulamayı düşünmüyoruz. Zira inanç kanalını açık tutmak istiyoruz. Ruslarla irtibat çizgilerini açık tutmak istiyoruz. Ve olağan ki ekonomimizin etkilenmesini istemiyoruz.”