Antioksidanlar, bilhassa son senelerda tanınan olmuştur.Gerek doktorlar,gerek,sağlık profesyonelleri ve gerekse tüm insanların antioksidanlar hakkında düzgün berbat bilgi yahut farkındalıkları oluşmuştur. Bunda son yaşanan pandeminin değerli rolü olduğu,yadsınamaz.Zira bağışıklığımı nasıl artırırım sorusu herkes tarafınca sorulmakta.Buna karşılık konuşan herkes de şöyleki yap, şunu kullan,bunu iç üzere gerçek yahut yanlış olduğunu bilmeden,sıklıkla kulaktan dolma tavsiyelerde bulunmakta.Peki doğrusu nedir,genel çizgileriyle inceleyelim:
Yaşamak için güce gereksinimimiz var.Vücut bu enerjiyi, yediği yahut depolamış olduğu besinleri kimyasal tepkilerle parçalayarak bulabilir.Bu kimyasal tepkilerin ismi “oksidasyon” dur.Oksidasyonu yakma üzere de düşünebilirsiniz çünkü ikisi de oksijenle olur.Sonuçta beden yangın yerine döner.Vücudun sıcaklığını 36.5-37 derecede tutmak zaruriliği olduğunu düşündüğümüzde ise gücün her vakit lazım olduğunu ve yangının da her vakit var olacağını düşünebiliriz.Yani bedenimiz daimi bir oksidatif stress altındadır.Ayrıca güç gereksinimi arttığında, kimyasal tepki ölçüsü da paralel olarak artacaktır.Bunlara örnek verecek olursak:
-Bakteriyel,viral her türlü mikrobial enfeksiyon
-Mikropsuz inflamasyon durumları(Eklemlerdeki şişlikler gibi)
-İlaç kullanması
-Çevresel kirlilik,ışınım,Hava Kirliliği,Kalitesiz Su
-Ağır metaller
-Sigara
-Kimyasal gübre
-Kızartılmış Besinler
-Stres,Anksiyete,Depresyon
Oksidasyon ile yıkımı yapılan hususlardan güç sağlanmış olur fakat özgür radikaller de oluşur.Oksijen bedende, çiftlenmiş elektronu olmayan iki farklı atoma ayrılır. Elektronlar çiftler halinde bulunmak isterler, bu niçinle özgür radikal de denen bu atomlar, elektronlarını çiftleyebilecekleri atom bulmak için bedenin altını üstüne getirirler. Bu da hücrelere, proteinlere ve DNA’ya ziyan verir.
ÖZGÜR RADİKAL TEHLİKESİ!
Özgür radikaller bir kere oluştuğunda, zincirleme bir tepki başlayabilir. Birinci hür radikal, bir molekülden elektron kapar, bu biçimdece molekülün yapısını bozarak onu da bir özgür radikale dönüştürür. Bu molekül de öteki bir molekülden elektron kaparak, onun yapısını bozar ve o molekülü özgür radikale dönüştürür. Bu domino tesiri en sonunda tüm hücrenin yapısını bozarak, hücreye ziyan verebilir.
Hür radikallerin niye olduğu zincirleme yansıma, hücre zarlarının bozulmasına yol açabilir, bu da hücreye hangi unsurun girebileceği ve hücreden hangi unsurun çıkabileceğini denetim eden mekanizmayı etkileyebilir. Zincirleme yansıma yağların yapısının değişmesine niye olabilir, bu yağlar da damarlarda birikerek damar tıkanıklığına yol açabilir. Hasar görmüş moleküller mutasyona ve tümör büyümesine sebep olabilir. Kademeli hasar, DNA kodlarını değiştirebilir.bu biçimdece KRONİK HASTALIKLARIN ve KANSERİN KAPISI AÇILIR.Damar tıkanıklığı, Alzheimer , Parkinson ve öteki bir fazlaca hastalık özgür radikallerle ilişkilidir. Ayrıyeten, kademeli hür radikal hasarı birikimi olarak tanımlanan yaşlanmayla da kontağı vardır.
Pekala bu kadar zararlıysa niçin bedenimiz hür radikalleri üretiyor?
Hür radikaller hayat için gereklidir. Vücudun havayı ve gıdayı kimyasal güce dönüştürme kabiliyeti, hür radikallerin zincirleme yansımalarına bağlıdır. Özgür radikaller ayrıyeten bağışıklık sisteminin değerli parçasıdırlar, damarlar boyunca dolaşır ve yabancı istilacılara saldırırlar.
Hür radikaller olsun fakat bize ziyan vermesinler!
Burada Antioksidanlar devreye giriyor.Yapılması gereken,serbest radikallere eksik elektronu verip hücrelerimizden çalmasını engellemek.Bu sayede kronik hastalıklara,hatta kansere yakalanmamızı önlemek.
Besin unsurlarının içeriğindeki azalmadan bundan evvelki yazımda bahsetmiştim.Son senelerda kronik hastalıkların artışını,kanserin daha sık görünüyor olmasının niçinini daha uygun anlayabiliriz. Zira kâfi antioksidan da alamıyoruz ve dışarıdan destek olarak almamız gerekiyor.Her ne kadar şu yiyecek şöyleki antioksidandır vs bilgiler verilse de bu,günümüz için geçerli değil maalesef.
Yaşamak için güce gereksinimimiz var.Vücut bu enerjiyi, yediği yahut depolamış olduğu besinleri kimyasal tepkilerle parçalayarak bulabilir.Bu kimyasal tepkilerin ismi “oksidasyon” dur.Oksidasyonu yakma üzere de düşünebilirsiniz çünkü ikisi de oksijenle olur.Sonuçta beden yangın yerine döner.Vücudun sıcaklığını 36.5-37 derecede tutmak zaruriliği olduğunu düşündüğümüzde ise gücün her vakit lazım olduğunu ve yangının da her vakit var olacağını düşünebiliriz.Yani bedenimiz daimi bir oksidatif stress altındadır.Ayrıca güç gereksinimi arttığında, kimyasal tepki ölçüsü da paralel olarak artacaktır.Bunlara örnek verecek olursak:
-Bakteriyel,viral her türlü mikrobial enfeksiyon
-Mikropsuz inflamasyon durumları(Eklemlerdeki şişlikler gibi)
-İlaç kullanması
-Çevresel kirlilik,ışınım,Hava Kirliliği,Kalitesiz Su
-Ağır metaller
-Sigara
-Kimyasal gübre
-Kızartılmış Besinler
-Stres,Anksiyete,Depresyon
Oksidasyon ile yıkımı yapılan hususlardan güç sağlanmış olur fakat özgür radikaller de oluşur.Oksijen bedende, çiftlenmiş elektronu olmayan iki farklı atoma ayrılır. Elektronlar çiftler halinde bulunmak isterler, bu niçinle özgür radikal de denen bu atomlar, elektronlarını çiftleyebilecekleri atom bulmak için bedenin altını üstüne getirirler. Bu da hücrelere, proteinlere ve DNA’ya ziyan verir.
ÖZGÜR RADİKAL TEHLİKESİ!
Özgür radikaller bir kere oluştuğunda, zincirleme bir tepki başlayabilir. Birinci hür radikal, bir molekülden elektron kapar, bu biçimdece molekülün yapısını bozarak onu da bir özgür radikale dönüştürür. Bu molekül de öteki bir molekülden elektron kaparak, onun yapısını bozar ve o molekülü özgür radikale dönüştürür. Bu domino tesiri en sonunda tüm hücrenin yapısını bozarak, hücreye ziyan verebilir.
Hür radikallerin niye olduğu zincirleme yansıma, hücre zarlarının bozulmasına yol açabilir, bu da hücreye hangi unsurun girebileceği ve hücreden hangi unsurun çıkabileceğini denetim eden mekanizmayı etkileyebilir. Zincirleme yansıma yağların yapısının değişmesine niye olabilir, bu yağlar da damarlarda birikerek damar tıkanıklığına yol açabilir. Hasar görmüş moleküller mutasyona ve tümör büyümesine sebep olabilir. Kademeli hasar, DNA kodlarını değiştirebilir.bu biçimdece KRONİK HASTALIKLARIN ve KANSERİN KAPISI AÇILIR.Damar tıkanıklığı, Alzheimer , Parkinson ve öteki bir fazlaca hastalık özgür radikallerle ilişkilidir. Ayrıyeten, kademeli hür radikal hasarı birikimi olarak tanımlanan yaşlanmayla da kontağı vardır.
Pekala bu kadar zararlıysa niçin bedenimiz hür radikalleri üretiyor?
Hür radikaller hayat için gereklidir. Vücudun havayı ve gıdayı kimyasal güce dönüştürme kabiliyeti, hür radikallerin zincirleme yansımalarına bağlıdır. Özgür radikaller ayrıyeten bağışıklık sisteminin değerli parçasıdırlar, damarlar boyunca dolaşır ve yabancı istilacılara saldırırlar.
Hür radikaller olsun fakat bize ziyan vermesinler!
Burada Antioksidanlar devreye giriyor.Yapılması gereken,serbest radikallere eksik elektronu verip hücrelerimizden çalmasını engellemek.Bu sayede kronik hastalıklara,hatta kansere yakalanmamızı önlemek.
Besin unsurlarının içeriğindeki azalmadan bundan evvelki yazımda bahsetmiştim.Son senelerda kronik hastalıkların artışını,kanserin daha sık görünüyor olmasının niçinini daha uygun anlayabiliriz. Zira kâfi antioksidan da alamıyoruz ve dışarıdan destek olarak almamız gerekiyor.Her ne kadar şu yiyecek şöyleki antioksidandır vs bilgiler verilse de bu,günümüz için geçerli değil maalesef.