AK Parti’den Karamollaoğlu’nun kelamlarına karşılık: bu biçimde bir sorumsuzluk olabilir mi? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında AK Parti Genel Merkezi’nde toplanan AK Parti MYK daha sonrasında parti sözcüsü Ömer Çelik açıklama yaptı.
Çelik, Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu’nun katıldığı televizyon programında Suriye’yle ilgili reaksiyon çeken kelamlarıyla ilgili soruya yanıt verdi.
Çelik, Karamollaoğlu’nun ‘Suriye’yi karıştıran birinci adımları Türkiye attı, AK Parti attı. Suriye kan gölüne döndü’ biçimindeki sözlerine şu yanıtı verdi;
‘GERÇEKTEN ÇOK YAZIK’
Çelik, ‘Çok büyük bir haksızlık, fazlaca keder verici, kendi ülkesini, kendi ülkesinin hükümetini şikayet eden, olmayan bir şeyi varmış üzere anlatan bir yaklaşım. Temel Bey’in bu söylemiş olduği şey gerçeklikle uyuşmayan, hakikat olmayan bir şey. Daha ileri şeyler söylemek istemiyorum, zira epey büyük bir haksızlık. Bir genel liderin daha basiretli ve mevzuyu bilerek konuşması lazım. Elinde kan olanı amaç almıyorsun, oraya kan girmesin diye uğraşan Cumhurbaşkanımızı, Türkiye’yi amaç alıyorsun, sahiden epeyce yazık” diye konuştu.
Ömer Çelik şu sözlerini kullandı;
‘ÇOK VİCDANSIZCA BİR ŞEY’
Esat bununla ilgili olarak Türkiye’den kimi heyetlerin gelmesini, kendisine yardımcı olmasını istemişti. Türkiye Suriye’de bu alakaları kurup da, Arap baharının dalgasının olumsuz bir şeye dönüşmemesi için birtakım demokratik adımlar atmasını Esat’a tavsiye ederken, Batılı dostlarımız bizi haydut bir devletle işbirliği yapmakla suçluyordu.
Türkiye Suriye ile bağlantı kuruyor diye, Suriye’yi milletlerarası toplumun modülü haline getirecek adımları tavsiye ediyor diye, ‘Türkiye eksen kayması’ içerisinde diyorlardı. Biz de bu biçimde ‘Türkiye’nin ekseni Ankara’dır’ diyorduk. Cumhurbaşkanımız Arap baharının getirdiği büyük dalgayı değerlendirdikten daha sonra demokratik adımlar atılarak orada açığın kapatılması için bu teklifleri getirmişti.
BU TÜRLÜ SORUMSUZLUK OLABİLİR Mİ?
Cumhurbaşkanımız Esat’la görüşürken arkadaşlarımız oralardaydı. Cumhurbaşkanımızın bu yaklaşımına dönük olarak takdirlerini dinledik. Cumhurbaşkanımız Esat’a sakin olmasını söylemişti. Ramazan ayında bu katliamlar yükseldi. Esat idaresi tam aksisi sistematik bir katliam sistemi üzere çalışmaya başladı. Halkın aşikâr kesitini büsbütün imhaya dönük bir tablo ortaya koymaya çalıştı, bu biçimde Cumhurbaşkanımız kuvvetli bir biçimde sesini yükseltti. Ne demişti bu biçimde Obama ‘Kırmızı silah kullanmaları bizim kırmızı çizgimizdir’ demişti. Kimyasal silah kullanıldı, müdahale edilmedi. bu biçimde Cumhurbaşkanımız bu noktaya iş gelmesin, bu kadar insan ölmesin diye Türk hududundan itibaren 30 kilometrelik inançlı bölge oluşturulmasını söylemiş oldu. Cumhurbaşkanımızın söylemiş olduği 30 kilometrelik uçuşa yasak inançlı kısım oluşturulsaydı, bu insanların Türkiye’ye, Avrupa’ya gitmelerine, Akdeniz sularında boğulmaya imkan verecek bir tablo ortaya çıkacaktı.
Saadet Partisi Genel Liderinin bilerek konuşması lazım. bu biçimde bir sorumsuzluk olabilir mi? Elinde kan olanı amaç almıyorsun, ‘oraya kan girmesin’ diyen sayın Cumhurbaşkanımızı gaye alıyorsun. Hakikaten epey hüzün verici.
Çelik, Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu’nun katıldığı televizyon programında Suriye’yle ilgili reaksiyon çeken kelamlarıyla ilgili soruya yanıt verdi.
Çelik, Karamollaoğlu’nun ‘Suriye’yi karıştıran birinci adımları Türkiye attı, AK Parti attı. Suriye kan gölüne döndü’ biçimindeki sözlerine şu yanıtı verdi;
‘GERÇEKTEN ÇOK YAZIK’
Çelik, ‘Çok büyük bir haksızlık, fazlaca keder verici, kendi ülkesini, kendi ülkesinin hükümetini şikayet eden, olmayan bir şeyi varmış üzere anlatan bir yaklaşım. Temel Bey’in bu söylemiş olduği şey gerçeklikle uyuşmayan, hakikat olmayan bir şey. Daha ileri şeyler söylemek istemiyorum, zira epey büyük bir haksızlık. Bir genel liderin daha basiretli ve mevzuyu bilerek konuşması lazım. Elinde kan olanı amaç almıyorsun, oraya kan girmesin diye uğraşan Cumhurbaşkanımızı, Türkiye’yi amaç alıyorsun, sahiden epeyce yazık” diye konuştu.
Ömer Çelik şu sözlerini kullandı;
‘ÇOK VİCDANSIZCA BİR ŞEY’
Esat bununla ilgili olarak Türkiye’den kimi heyetlerin gelmesini, kendisine yardımcı olmasını istemişti. Türkiye Suriye’de bu alakaları kurup da, Arap baharının dalgasının olumsuz bir şeye dönüşmemesi için birtakım demokratik adımlar atmasını Esat’a tavsiye ederken, Batılı dostlarımız bizi haydut bir devletle işbirliği yapmakla suçluyordu.
Türkiye Suriye ile bağlantı kuruyor diye, Suriye’yi milletlerarası toplumun modülü haline getirecek adımları tavsiye ediyor diye, ‘Türkiye eksen kayması’ içerisinde diyorlardı. Biz de bu biçimde ‘Türkiye’nin ekseni Ankara’dır’ diyorduk. Cumhurbaşkanımız Arap baharının getirdiği büyük dalgayı değerlendirdikten daha sonra demokratik adımlar atılarak orada açığın kapatılması için bu teklifleri getirmişti.
BU TÜRLÜ SORUMSUZLUK OLABİLİR Mİ?
Cumhurbaşkanımız Esat’la görüşürken arkadaşlarımız oralardaydı. Cumhurbaşkanımızın bu yaklaşımına dönük olarak takdirlerini dinledik. Cumhurbaşkanımız Esat’a sakin olmasını söylemişti. Ramazan ayında bu katliamlar yükseldi. Esat idaresi tam aksisi sistematik bir katliam sistemi üzere çalışmaya başladı. Halkın aşikâr kesitini büsbütün imhaya dönük bir tablo ortaya koymaya çalıştı, bu biçimde Cumhurbaşkanımız kuvvetli bir biçimde sesini yükseltti. Ne demişti bu biçimde Obama ‘Kırmızı silah kullanmaları bizim kırmızı çizgimizdir’ demişti. Kimyasal silah kullanıldı, müdahale edilmedi. bu biçimde Cumhurbaşkanımız bu noktaya iş gelmesin, bu kadar insan ölmesin diye Türk hududundan itibaren 30 kilometrelik inançlı bölge oluşturulmasını söylemiş oldu. Cumhurbaşkanımızın söylemiş olduği 30 kilometrelik uçuşa yasak inançlı kısım oluşturulsaydı, bu insanların Türkiye’ye, Avrupa’ya gitmelerine, Akdeniz sularında boğulmaya imkan verecek bir tablo ortaya çıkacaktı.
Saadet Partisi Genel Liderinin bilerek konuşması lazım. bu biçimde bir sorumsuzluk olabilir mi? Elinde kan olanı amaç almıyorsun, ‘oraya kan girmesin’ diyen sayın Cumhurbaşkanımızı gaye alıyorsun. Hakikaten epey hüzün verici.